Vatan Partisi İl Başkanı Gökhan Yılmaz yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi.
“ABD KUVVETLERİ TÜRK ORDUSUNA SAVAŞ AÇTI
Kemal Kılıçdaroğlu’nun 10 Ocak 2023 günü Meclis kürsüsünden Türk Ordusuna, Türk Komutanına hakaretler ederek düşmanlığını ilan etmesiyle birlikte ABD’nin içimizdeki bütün kuvvetleri, Türk Ordusuna karşı savaş açmıştır.
Fettulahçı çetenin Ergenekon Balyoz tertiplerinde, Fetö’nün yanında Ordumuza Karşı suçtan zarar gördüğü gerekçesi ile müdahil olan, TTB Başkanı Türk Silahlı Kuvvetlerinin “Kimyasal Silah Kullandığı” iftirası ile başlayıp, tahliye olduktan hemen sonra gerçekleşen bu açıklamada, yalnızca komutanlarımıza ve Türk Ordusuna hakaret yoktur.
Bu açıklamada, ABD’nin Türkiye’ye yönelik silâh kullanma sürecine girdiğinin işareti vardır. Buradaki tehdit, ABD’nin Türkiye’ye yönelik doğrudan silah kullanma yönündeki tavrı ve iradesidir. Açıklanan budur.
Hatırlamakta fayda var, 1990ların sonunda ABD’nin “Türk Ordusu hizadan çıktı” açıklamasından sonra, ordu, yargı, polis ve devlet içerisine sızmış Fetö’cüleri kullanarak kurulan kumpas davalarda binin üzerinde şerefli Türk subayı ve Generali, Vatan Partisi başkan ve yöneticileri ile birlikte yurtsever aydınlar hapislere atılmış, ülke bölünmeye çalışılmıştı. Bu gün de ABD, Türkiye’ye silah göstermekte, Kılıçdaroğlu gibi unsurlarını ise “TSK Komuta Kademesine saldırtarak “Haddinizi bilin” demek sureti ile iç cepheyi bölmek üzere harekete geçirmiştir.
Bunlar Hangi iklimde yaşanıyor. Doğu Akdeniz ve Ege’de onlarca ABD üssünün ülkemize yöneldiği, Güney Kıbrıs’ı NATO’ya alma hazırlıkları yaptıkları, ABD yarı resmi organı Foreign Policy’de seçimlere giden süreçte Türkiye’de “Kan banyosu” olacağı yazılırken, içimizdeki ABD kuvvetleri, görevleri gereği bu savaştaki konumlarını ilan etmektedirler.
Foreign Policy ne diyor? Bu seçime giden ortam kıran kırana olacak, kan banyosu yaşanacak diye yazıyor. ABD, bir çatışma, savaş, silahların konuştuğu bir süreç öngörüyor. Yani sonuçlar sandıktan çıkmayacak, silahlar konuşacak, kan banyosu olacak diyor ve emrindeki güçleri de ateşe sürüyor.
Genel Başkanımız Doğu Perinçek, bir Yunanistan-Türkiye savaşı olsa, Altılı Masa başta olmak üzere bu unsurların ABD-Yunanistan tarafını seçeceğini çok önceden kamuoyuyla paylaşmıştı. Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamasıyla birlikte, içine girdiğimiz İkinci İstiklal Savaşı’nda, cepheler tamamen netleşmiş durumdadır.
Genel Başkanımız salı akşam Mustafa Kemal Atatürk’ün 1920 yılında Afyon’da yaptığı konuşmayı nakletmişti:
“Subaylar, fedakârlar sınıfının en önünde bulunmak mecburiyetindedirler. Çünkü düşmanlarımız herkesten evvel onları yani subayları öldürürler. Onları aşağılar ve hor görürler. Hayatında bir an olsa bile subaylık yapmış, subaylık izzeti nefsini, şerefini duymuş, ölümü küçümsemiş bir insan hayatta iken düşmanın tasarladığı ve reva gördüğü bu muamelelere katlanamaz. Onun yaşamak için bir çaresi vardır: Şerefini korumak. Halbuki düşmanlarımızın da kastettiği o şerefi ayaklar altına almaktır.”
İşte bugün ABD kuvvetleri, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhuriyet, Sözcü, Altılı Masa, bütün Biden tayfası, HDP-PKK ve FETÖ ile birlikte, Türk Komutanlarını, Türk Ordusunu düşman mevzisinden ve düşmanca hedef alarak, savaştaki konumlarını açıklıyorlar.
Ne bu açıklamayı yapanların ne de bu kağıt parçalarını hazırlayanların vatan diye bir dertleri yoktur, ciğerleri yoktur, duyguları yoktur, vatansızdırlar ve Türk Milletiyle bağları kalmamıştır.
Bizim ise şerefimiz vardır, vatanımız vardır, ayaklarımızı bastığımız toprağımız, suyunu içtiğimiz pınarlarımız, sırtımızı yasladığımız dağlarımız, güvendiğimiz milletimiz, tarihten gelen büyük birikimlerimiz vardır. Farkımız budur.
Kemal Kılıçdaroğlu’nun alkışlayacağı ve alkışını aldığı unsurlar, bugün Türkiye hapishanelerinde yatan NATO Generalleridir. Kılıçdaroğlu, Akşener ve Biden tayfasının özlediği sözümona askerler onlardır. Programları, o NATO generallerini yeniden cezaevlerinden çıkarmaktır. O yüzden bugün savaşan ordunun savaşan komutanlarını hedef almaktadırlar.
Bugün hedef aldıkları komutanlar, 15 Temmuz’da, Fırat Kalkanında, Zeytin Dalı Harekatlarında en önde botlarını giyip savaşmışlardır. PKK’yı hendeklere gömmüşler, İkinci İsrail planını bozmuşlar, Mavi Vatan’da kahramanca bayrak açmışlar, Karabağ’ı Ermenistan işgalinden kurtarmışlardır.
Komutanlarımız bir siyasi partiyi değil, Türkiye’nin bağımsızlığını, milli gururunu, ürettiği silahları, obüsleri gururla alkışlamaktadırlar. Türk Milletinin onurunu, gururunu ve sevinçlerini paylaşmaktadırlar. İşte bizim komutanlarımız bunlardır.
Sizin generalleriniz ise cezaevlerinde yatan, “haklarında kesin hüküm olsa dahi” tahliye edip devlete tekrar sokmayı planladığınız NATO Generalleridir. Onları 15 Temmuz’da temizledik. Bir kısmı da öldürüldü. O NATO generallerinizin haysiyeti yoktu. Ama Türk ordusunun kahraman komutanlarının sizin erişemeyeceğiniz ve sarsamayacağınız yüksek şerefleri vardır.
Sizin alkışlayacak silahlarınız olmadığı gibi, sırf PKK’yı vurduğu, Ermenistan’ı ezdiği için, Türk Savunma Sanayi tarafından geliştirilip üretilen İHA’ları – SİHA’ları hedef alan TR 705 Sezgin gibi milletvekilleriniz var.
Hedefleri Türkiye’dir, hedefleri Mehmetçiktir, hedefleri Türkiye’nin birliği ve bütünlüğüdür. Türkiye’nin önüne kaos planı vaadediyorlar.
- FETÖ ve PKK’yı hapislerden kurtaracaklar tekrar Türk devletinin içine yerleştirecekler,
- Anayasa’dan Türk Milleti’ni, Türklüğü kaldıracaklar, PKK’nın programını temel haklar paketi diye açıklayacaklar,
- Özerklik ve bölünme dayatacaklar,
- Ermeni Soykırımı iddialarını kabul edecekler,
- Mavi Vatan’dan vazgeçecekler,
- KKTC’yi teslim edecekler,
- Komşulara, Rusya’ya, İran’a, Suriye’ye, Azerbaycan’a düşmanlık körükleyecekler.
Bütün bunlar ABD’nin önlerine koyduğu görevlerdir. Bu görevlerin hiçbirini Türk Ordusunu ve Türk Milletini çiğnemeden yapamayacaklarını biliyorlar.
Bu yüzden Kılıçdaroğlu çıkıyor, Komutanları hedef alıyor.
Bu yüzden Orduya karşı kimyasal silah yalanları tezgahlanıyor.
Bu yüzden, Vatan Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Doğu Perinçek’i hedef alıyorlar.
Başarı şansları yoktur. Çünkü bu sürecin farkında olan ve gereğini yapma gücüne, siyasetlerine, programına sahip Vatan Partisi vardır.
CHP’nin tabanındaki, Altılı Masa’nın tabanındaki vatanseverlere de sesleniyoruz. Partilerinizin ABD’ye göbekten bağlanmış görevlileri, Türk ordusuna, Türk milletine, Türkiye’nin birliğine savaş açmışlardır. HDP’leştiler, PKK’laştılar. Sahte solcu oldular.
Hiçbir vatansever bu rezalete daha fazla tahammül edemez.
O yurttaşlarımızı da Vatan Partisi’ne çağırıyoruz.
Türkiye’nin Vatan Partisi vardır. Dışarıdan ve içeriden ülkemize yönelen bütün ABD tehditlerini en cesur şekilde saptayan, milletin önüne koyan ve gereğini yapma iradesine sahip Vatan Partisi vardır.
Bir tarafta ABD’nin oyuncağı başkanlar vardır, bir tarafta ise Türk milletinin kahramanı, 50 yıldır Türkiye’nin bağımsızlığı, birliği ve emek mücadelesi için siperde olan, ABD’nin tehditlerini yerle bir eden, Kılıçdaroğullarının ve tayfasının korkudan tir tir titrediği Cumhurbaşkanı Adayımız Doğu Perinçek vardır.
15 Temmuz’da kaçan, korkan, saklanan, Akşener gibi yumuşayan, FETÖ’ye selam çakıp evlerinde oturan karakterimiz yoktur. Aslanlar gibi en önde savaşan, milleti için ölümü göze alan, sipere ilk koşan Genel Başkanımız Doğu Perinçek vardır. Şehitler ve Gaziler veren Türk milleti vardır.
Sahte solcu, PKK’nın milletvekilleri ittifak ortaklarınızın “infaz edildiler” dediği kahraman şehitlerimiz vardır.
Hepsine meydan okuyoruz.
Türkiye’yi böldürtmeyeceğiz, ABD’ye teslim etmeyeceğiz, kanlı banyo senaryolarınıza geçit vermeyeceğiz, kaos planlarıyla savaşa savaşa hükümet olacağız, Meclise gireceğiz ve Üretim Devrimini başaracağız.”