AK Parti Zonguldak İl Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Hasret Uzun’un Avukatı Metehan Uzun Zonguldak Cumhuriyet Savcılığı’na bulunduğu suç duyurusunda “Şüpheliler ekte sunduğumuz delillerden de anlaşılacağı üzere sistematik biçimde müvekkile saldırmaktadır. Müvekkil toplumda hedef gösterilmektedir. Can güvenliğinden endişe duymaktayız. Mesleği sebebi ile şiddete maruz kalan müvekkilin kadına karşı şiddetin önlenmesi kapsamındaki yasa nazara alınarak her türlü koruma tedbirlerinden yararlanmasını arz ediyoruz.
Ne yazık ki görevini ifası sırasında pek çok meslektaşının yaşadığı gibi kendisinin vekil olduğunu ve davanın tarafı olmadığını idrak edemeyen yukarıda ismi belirtilen şüpheliler tarafından hedefe koyulmuş hem mesleki kariyeri hem de şahsi güvenliği tehlikeye atılmıştır. Aşağıda belirteceğimiz ve ekte sunacağımız delillerle birlikte yalnızca vekillik görevini ifa eden müvekkile karşı açıkça işlenen suçların cezalandırılması gerektiği kanaatindeyiz.
İlk olarak belirtmek isteriz ki şüpheliler Akın Kavi ve Ergin Özkul'un şüpheli, sanık ve hatta davalı olarak müvekkille karşı karşıya gelmeleri ve şüphelilerin gerek ceza mahkemeleri gerekse hukuk mahkemeleri nezdinde kusurlu veya suçlu bulunmaları sebebiyle iş bu 29.09.2023 tarihli canlı yayında müvekkili hedef göstermelerine sebep olmuştur. Bu hususta yasal mevzuat çok açıktır.
Ayrıca basılı yayın ve sosyal medya yayınlarında açıkça müvekkile ait fotoğraf izinsiz olarak kullanılmak sureti ile kişisel verileri hukuka biçimde de ilgililer tarafından kullanılmıştır
Avukatlık Kanunu 57'ye göre; "Görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı avukata karşı işlenen suçlar hakkında, bu suçların hakimlere karşı işlenmesine ilişkin hükümler uygulanır." denilmektedir. İş bu sebeple Sayın Makamınızın yürüteceği soruşturma kapsamında şüphelilerin müvekkili avukatlık faaliyetleri sebebiyle hedef gösterdiği ve bu hususun " Görev sırasında veya yaptığı görevden dolayı" olarak değerlendirilmesi gerektiği kanaatindeyiz.
Suça konu canlı yayında şüphelilerin suç teşkil ettiğine kanaat getirdiğimiz beyanları ise şu şekildedir.
Ergin Özkul " Size gönderilen tekzip metninde karşımıza bir avukat çıkıyor. Hasret Uzun çıkıyor. Bunların hepsi bağlantılı. Mustafa Çağlayan'ın avukatı. Bu olayların buraya gelmesi. Bu durumun araştırılmasını istiyorum." Akın Kavi " Ali Rıza Tığ'ın avukatı olması. Diğer kim tosuncuğun avukatı olması (Batuhan Karamalak kast ederek) bunlar tesadüf değil. Zonguldak halkı bunu haritayı görmesi lazım."
Ergin Özkul "Buradan Avukat Hasret Uzun'a gönderme yapayım. Biraz garibanın hakkını savunun. Nerede bir hırsızlık var nerede bir... bunu buluyorlar... Gayri meşru avukatlığa soyunmuş bu Zonguldak'ta. "
Akın Kavi " Esrar, eroin Alaplı da onlarında avukatlığını yapıyor."
Ergin Özkul " Hanımefendi tebrikler. Ne kadar suç baronları varsa avukatlığını yapıyor.'
Ergin Özkul " Hasret Uzun kaç tane şiddete uğrayan kadının yanında. Gelsin söylesin bize ücretsiz kaç tane gariban savunmuş, kadın savunmuş." Ergin Özkul "Hasret Uzun'un ciddi bir sorunu var siyasetle. Bir davada karşıma geldi. Biz şikayetimizi geri çekiyoruz dedi. Hakime anlatıyor. Dedim efendim ben size parayı alanı söylüyorum. Ondan sonra bizi suçluyor. Değil misin? Suçlusun. Çekme davayı. Öyle bir durum var.”
Yukarıda yer alan şüphelilerin beyanlarından açıkça anlaşılacağı üzere müvekkile karşı basın ve yayın yolunu kullanarak suç isnat etmektedirler. Şüphelilerin beyanları son derece mesnetsiz ve kabul edilemez olup sırf avukatlık faaliyeti sebebiyle müvekkili hedef göstermekle birlikte açıkça müvekkilin suç işleyen yapılarla ilişkisi olduğu belirtilmektedir.
Şüpheli Akın Kavi "Esrar, Eroin Alaplı da onlarında avukatlığını yapıyor" şeklinde ki beyanıyla hiç bir şüpheye yer bırakmayacak şekilde müvekkili uyuşturucu ticareti ile ilişkilendirmek gibi bir fütursuzluğa erişmekle birlikte, şüpheli Ergin Özkul'da "Ne kadar baronları varsa avukatlığını yapıyor. Gayri Meşru avukatlığa soyunmuş Zonguldak'ta" beyanı ile de müvekkile açıkça suç isnadında bulunmuşlardır. Bunlara ek olarak; “Zonguldak halkı bunu görmesi lazım" demekle müvekkili hedef göstermekle birlikte müvekkili Zonguldak halkı nezdinde suçlu bir insan gibi göstermeye çalışarak Avukatlık mesleğini yapamayacak duruma getirmek ve itibarını ortadan kaldırmak istedikleri açıktır.
Müvekkilin mesleki faaliyeti sebebiyle şüphelilerin kendisini suçla ilişkilendirmeleri ve müvekkil hakkında açıkça suç uydurmalarına dair en büyük ispat yine şüpheli Egin'in canlı yayında sanık olarak yargılandığı bir davada duruşma esnasında yaşadığı olaya dair beyanıdır. Şüpheli beyanında Rüşvet davasında karşıma geldi. Biz şikayetimizi geri çekiyoruz dedi. Hakime anlatıyor. Dedim efendim ben size parayı alanı söylüyorum. Ondan sonra bizi suçluyor. Değil misin. Suçlusun. Çekme davayı. Öyle bir durum var, demekle müvekkili rüşvet almakla suçlamıştır. Sanık olarak yargılandığı davada belirtmek isteriz ki yalnızca vekillik görevini ifa eden müvekkille internet ortamında tüm dünyadan ulaşılabilen bir canlı yayın da parayı alanı söylüyorum. Suçlusun" diyerek rüşvet almakla suçladığına dair en ufak şüphe bulunmamaktadır.
Yine belirtmek isteriz ki şüpheliler müvekkile karşı sırf kendisini mesleki faaliyetinden alıkoymak için "Hasret Uzun kaç tane şiddete uğrayan kadının yanında. Gelsin söylesin bize ücretsiz kaç tane gariban savunmuş, kadın savunmuş." demiştir. 2015 yılında mesleki faaliyetine başlayan müvekkil "ZORUNLU MÜDAFİLİK " kurumu kapsamında suç duyurusunda bulunduğumuz bu tarihe kadar 127 Adet Karakol ifadesi, 48 adet Savcılık ifadesi, 43 Adet sorgu, 36 adet Ağır Ceza Mahkemesi ve 73 adet Asliye Ceza Mahkemesi görevinde bulunarak toplamda 327 farklı vatandaşa Zorunlu Müdafilik ve Mağdur vekili olarak hizmet vererek avukatlık mesleğini ifa etmiştir. Kaldı ki yargıya müdahale etmekte olan şüpheliler Türkiye Cumhuriyeti Devleti Adalet sistemini itibarsızlaştırmayı da hedeflemektedir. Zira her mağdur Devlet Koruması altındadır. Devletimiz talebe dahi gerek görmeksizin mağdur olan kadın ve çocukların hakkını bizzat kendisi koruma altına almıştır. Hiçbir avukat Devletten daha büyük veya koruyucu da değildir. Bu şahsiyetlerin yargı erkini bu denli itibarsızlaştırmaya çalışması kabul edilemez. Devletimiz her vatandaşı için vardır.
Şüpheliler müvekkile karşı haksız, mesnetsiz ve kabul edilemez beyanlarıyla açıkça şuç işlemişlerdir. Müvekkile yönelik şiddetin temelinde, avukatın mesleki faaliyetleri, görevlerini yaparken müvekkilleriyle özdeşleştirilmeleri veya savunma hakkının etkin kullanılması için mücadele ederken bu görevin ifasını önleme niyeti yer almaktadır.
Son olarak belirtmek isteriz ki " Bizler dava dosyalarının tarafı değil, vekiliyiz. Vekalet etmek mesleğimizin gereğidir. Biz bu görevi üstlenmezsek; adalet işlemez. Bize saldıranların bile muhtaç oldukları savunma hakkı kullanılamaz. Bizler bu görevi, şu veya bu kişilerin menfaati için değil, adil yargılanma hakkının hayata geçirilmesi için yerine getiriyoruz."
Yukarıda belirtilen sebepler ve re sen tespit edilecek hususlarla birlikte şüpheliler hakkında gerekli soruşturma yapılarak kamu davası açılması ve şüphelilerin cezalandırılmasını arz ve talep ederiz.” ifadelerine yer verdi.